woman standing on asphalt road with directional sign

Bilgi isteme yetkisi

İlgili konular

Serbest delil sisteminin geçerli olduğu rekabet hukukunda bilgi talepleri, yerinde incelemelerle birlikte en önemli delil oluşturma yöntemidir. Bilgi isteme yetkisi, asıl dayanağını 4054 sayılı Kanun’un 14. maddesinde buluyor; 44. maddede ise bilgi isteme yetkisinin soruşturmalar özelindeki kullanımından bahsediliyor. Kurul gerekli gördüğü her türlü bilgiyi tüm kamu kurum ve kuruluşlarından, teşebbüslerden ve teşebbüs birliklerinden isteyebilme yetkisine sahip. Bu yetki, hakkında soruşturma yapılan taraflarla sınırlı değildir; müşteriler, rakipler, sağlayıcılar ve ilgili diğer kişilerden de bilgi talebinde bulunabilmek mümkün.

Bilgi isteme talepleri, resmî bir yazının muhataba gönderilmesi şeklinde kullanılır. Ancak son uygulamalarda, teşebbüslerle gerçekleştirilen toplantılarda sözlü olarak iletilmesi veya e-posta yoluyla gönderilmesi gibi usullerle de karşılaşılmaktadır. Bilgi istenen muhatapların yetkilileri ise talep edilen bilgileri, Kurul tarafından belirlenen süre içinde vermekle yükümlüdür. Faaliyetleri Türkiye piyasasını etkileyen ancak kendileri Türkiye dışında bulunan teşebbüsler de bilgi talebinin muhatabı olabilmektedir.

Bilgi taleplerine eksik, yanlış ya da yanıltıcı bilgi veya belge verilmesi ya da bilgi veya belgenin belirlenen süre içinde ya da hiç verilmemesi halinde yıllık gayri safi gelirlerinin binde biri oranında maktu, on binde beşi oranında süreli para cezası verilebilir. Yanlış ya da yanıltıcı bilgi, bir Avrupa Komisyonu kararında “bilgiyi sağlayan tarafların sahip olduğu tüm malumat ve inançlara göre doğru, gerçek ve tam olandan sapan bilgi” olarak tanımlanır[1]. 4054 sayılı Kanun’da, muhatapların istenen bilginin gerekli olmadığı, kapsamını aştığı ya da ticari sırlar içerdiği gerekçesiyle bilgi vermeyi reddetmelerine imkân veren bir düzenleme bulunmamaktadır. Bunun yanında, 4054 sayılı Kanun’da başka kanunlarla korunan mesleki ayrıcalıklara ilişkin istisnalara da yer verilmediği görülmektedir. Bu anlamda, teşebbüslere hukuk, muhasebe, maliye vb. konularda profesyonel hizmet sağlayan muhataplar da bilgi isteme yetkisi kapsamındadır[2].

Dolayısıyla teşebbüslerin haklarında yürütülen önaraştırma, soruşturma dosyalarında veya muafiyet ile birleşme ve devralma başvurularında bilgi taleplerine eksiksiz ve doğru yanıtlar verilmesi oldukça önemlidir; aksi takdirde para cezası yanında verilen izin kararının geri alınması gibi ağır sonuçları doğabilir.

Bazı uygulama örnekleri

Banka kararı[3]

Beş yabancı finans kurumunu ilgilendiren bu kararda teşebbüslerden yabancı çalışanların Bloomberg ve Reuters sohbet odalarındaki konuşmalarını da içeren bilgileri temin etmeleri istenmiştir. Söz konusu teşebbüsler talep edilen bilgilerin ana teşebbüslerle ilgili olduğu, ellerinde bulunmaması, verilerin diğer ülke kanun ve yönetmeliklerine tabi olduğu ve bilgi talebinin usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçeleriyle bilgi vermeyi reddetmiştir. Kurul, bu savunmaları kabul etmemiş ve teşebbüslere idari para cezası vermiştir.

İstinaf yargılamasında mahkeme “AB hukukunda teşebbüsün ekonomik bütünlük içerisinde bulunduğu birlik bünyesinde Türkiye'de şubesi veya satış ofisi gibi bir varlığı varsa, söz konusu bilgi ve belgenin verilmesi ile ilgili talebin ekonomik bütünlük kapsamı içerisinde bağlı olduğu şirketlere yöneltilebileceği, ayrıca teşebbüsün AB bünyesinde ticari olarak bir varlığı bulunmasa bile, AB bünyesinde iktisadi olarak bağlı olduğu ana teşebbüse tebligat yapılabileceğinin kabul edildiği” değerlendirmesini yapmıştır[4]. Dolayısıyla, basiretli davranma yükümlülüğü gereği, rekabet otoritesinin yavru şirketten bilgi talep ettiğinde hâkim şirketin bunu bilmiyor olduğunu veya yavru şirketin kendisine bilgi verme zorunluluğu olmadığını beyan edebilmesinin, iyi niyet kuralı ile bağdaşmayacağı değerlendirilebilir[5].

Çerkezköy kararı[6]

Karara göre, teşebbüsten ilk olarak çalışan personel bilgileri, son yıllarda pazara giren kuyumcular hakkında bilgiler, teşebbüsün çalıştığı bankalar hakkında bilgiler, çeyrek altın satış bilgileri, ürün tedarik etmek için ticari ilişki içinde olduğu toptancı bilgileri; ikinci olarak müşteri bilgileri, ciro bilgileri, mevzuat bilgileri, katlanılması gereken yatırım maliyeti bilgileri, sarrafiye ürünlerin toptan satış içindeki payı hakkında bilgi, teşebbüsün kuruluş tarihi ve faaliyet alanları hakkındaki bilgilerin gönderilmesi talep edilmiştir. Teşebbüsten talep edilen ilk bilgilere cevap verilmemesi, ikinci bilgilere ilişkin cevapların ise eksik gönderilmesi üzerine teşebbüse maktu ve süreli idari para cezası verilmiştir.

Karardaki karşı oy yazısı, bilgi talebinin orantılılığına ilişkin değerlendirmeleriyle dikkat çekmektedir. Buna göre, istenen bilgilerin ölçülülüğü aşacak derecede ayrıntılı bilgiler olduğu, bu bilgilerin derlenmesi için teşebbüsün belirli bir kurumsal kapasitesinin varlığının gerektiği ifade edilerek, liste halinde sıralanan bilgi taleplerinin küçük ölçekli bir teşebbüsçe anlaşılamadığı ve işlem maliyetlerini artırdığı belirtilmiştir. Özellikle, Kanun’da bilgi talebinin muhataplarının kamu/özel ayrımı olmaksızın geniş tutulduğundan bahisle; bilgilerin daha hızlı, etkin ve doğrulanabilir şekilde, hangi muhataptan elde edilebileceğinin en baştan hesaplanmasının Kanun’un uygulanmasını etkinleştireceği ve bazı bilgilerin kamu kurumlarından talep edilmesinin sonuca ulaşma adına daha yararlı olacağı ifade edilmiştir.

Sahibinden kararı[7]

İlgili karardaki süreçler özetlenecek olursa, teşebbüs hem ikinci yazılı savunmasında hem de üçüncü yazılı savunmasında raportörlerin bazı verileri yanlış hesapladığını iddia etmektedir. Kararda, bu verilerin teşebbüs hakkında yürütülmüş 2020-1-70 saylı soruşturma kapsamında teşebbüsün sağladığı verilerdeki yanlışlıktan kaynaklandığı belirtilmektedir. Talep edilen verilerin teşebbüs tarafından kendisinden istenen şekilde sağlanmamış olması üzerine, yine Soruşturma Heyeti’nin yerinde inceleme gerçekleştirerek objektif olarak doğruladığı veriler üzerinden, Ek Yazılı Görüş döneminde Soruşturma Raporu’ndaki analizler yeniden gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak hatanın kaynağının açık şekilde teşebbüsün kendisinin olduğu belirtilmiş ve idari para cezası verilmiştir.

Kararda dikkat çeken bir diğer husus, Rekabet Kurumu tarafından talep edilen bilgilerin kişisel verilerin korunması mevzuatıyla birlikte nasıl ele alınabileceğine dair Hukuk Müşavirliğinin görüşüne yer verilmesidir. Görüşte, bilgi isteme yetkisi KVKK’da yer alan kişisel verilerin yurtiçinde aktarılmasının şartlarından olan kanunlarda açıkça öngörülme koşulunu sağladığı, KVKK uyarınca veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması halinde, kişisel verilerin yurtiçinde aktarılmasının hukuken mümkün olduğu ifade edilmektedir.

Untad kararı[8]

Teşebbüste yapılan yerinde incelemelerde bayileriyle yapılan birtakım taslak sözleşmeler elde edilmiştir. Rekabet hukukuna aykırı olabilecek hükümler içeren taslak bayilik sözleşmelerinin fiiliyatta imzalanıp imzalanmadığını tespit etmek amacıyla teşebbüsten akdetmiş olduğu farklı tipteki tüm sözleşmelerin birer örneği talep edilmiştir. Bununla birlikte, Kurum tarafından sözleşmelerin talep edilmesi sonrasında sözleşmelerde değişiklik yapılabileceği ve Kuruma değiştirilmiş sözleşmelerin ibraz edilebileceği ihtimaline binaen, taslak sözleşmelerde yer alan rekabete aykırı hükümlerin teşebbüs tarafından akdedilen asıl sözleşmelerde yer alıp almadığına yönelik şüpheleri tamamen bertaraf etmek amacıyla soruşturma döneminde yeniden yerinde inceleme yapılmış ve 35 adet ıslak imzalı sözleşmenin birer nüshası alınmıştır.

Yerinde incelemede elde edilen bu sözleşmelerin birinde, daha önce Kurum’a gönderilen sözleşmede bulunmayan rekabet hukuku bakımından endişe yaratabilecek hükümlerin bulunduğu tespit edilmiştir. Teşebbüs ile bayileri arasında akdedilen 33 adet sözleşmenin aynı formatta olması ve aynı hükümleri barındırması, teşebbüs tarafından gönderilen ve yerinde incelemede elde edilen sözleşmelerde farklılık arz eden kısımların tamamının rekabetçi açıdan endişe doğurabilecek nitelikte olması dikkate alınarak teşebbüs çalışanın hatasından kaynaklandığı savunmasına itibar edilmemiş ve teşebbüse idari para cezası verilmiştir.

[1] Case M.8228, Facebook/Whatsapp

[2] 04-72/1042-257 sayılı Roche kararı; 06-28/347-82 sayılı TEB ve Eczacı Odaları kararı.

[3] 20-32/397-179 sayılı Banka kararı

[4] T.C. Ankara Bölge İdare Mahkemesi, 8. İdari Dava Dairesi, 26.10.2022 tarihli, E:2022/369, K:2022/1261 sayılı karar

[5] Şarbak, Elif Nurdan; “AB ve Türk Rekabet Hukukunda Bilgi İsteme Yetkisi ve Buna İlişkin Yaptırımlar”

[6] 20-06/49-26 sayılı Çerkezköy kararı

[7] 23-39/756-265 sayılı Sahibinden kararı

[8] 23-39/730-251 sayılı Untad kararı

Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.

Özet

Türkiye'de rekabet hukuku çerçevesinde, 4054 sayılı Kanun'un 14. maddesi temelinde Rekabet Kurulu'nun geniş bilgi talep yetkisi bulunmaktadır. Teşebbüslerden, kamu kurumlarından ve diğer ilgili kişilerden her türlü bilgi isteme yetkisi, resmi yazı, toplantılar veya e-posta aracılığıyla kullanılabilir. Bilgi taleplerine doğru ve eksiksiz yanıt vermek önemlidir, aksi takdirde yüksek para cezalarıyla karşılaşılabilir. İstisna ve haklı red durumlarına dair belirgin düzenlemeler bulunmamaktadır. Uygulama örnekleri, teşebbüslerin bilgi sağlama konusundaki yükümlülüklerini vurgulamakta ve yanıltıcı bilgi verilmesi durumunda cezai yaptırımların uygulanabileceğini göstermektedir. Bu örnekler arasında banka, Çerkezköy, Sahibinden ve Untad kararları yer almaktadır. Bu bağlamda, rekabet hukukunda bilgi taleplerine uygun yanıt vermenin ve bilgi sağlamanın kritik öneme sahip olduğu vurgulanmaktadır.

Bize ulaşın
Daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçin.

İlgili makaleler

Teşebbüs birliklerince üyelerinden bilgi toplamaya yönelik iki muafiyet kararı yayımlandı

Yakın zamanda yayımlanan kararlar, teşebbüs birliklerince hangi verilerin nasıl toplanacağına dair yol göstericilik yapıyor.