Tıpkı bilimsel ilerlemenin, artırılmış zekanın ve dijital verilerin geleneksel sağlık bakım modellerini dönüştürmesi gibi; yaşlanan nüfus ve kronik hastalıklar da tüm dünyadaki sağlık kaynaklarını dönüştürmek için baskı uygulamaktadır. Bu durum; yeni başlayan (ve genellikle kar amacı gütmeyen) oyuncuların, hali hazırda görev alan oyuncuların dengesini bozduğu bir güç kaymasına neden olmaktadır.
Rekabetçi kalmak ve hastaların talep ettiği kişiselleştirilmiş deneyimi sunmak için, yaşam bilimleri kuruluşlarının yeni faaliyet gösterme yolları bulmaları gerekiyor. Eğilimleri ve yasal değişiklikleri öngörürken; veri, ilaç ve kaynakları paylaşmak için başkalarıyla ortaklıklar kurma yoluna gitmek, kanıta dayalı ve sonuç odaklı bu sektörde sürdürülebilirliğin sağlanmasına destek oluyor.
EY olarak biz; biyoteknoloji, ilaç ve tıbbi teknoloji alanlarında faaliyet gösteren şirketlerin; doğru ittifaklar kurarak, kaynakları daha iyi tahsis ederek ve müşterileriyle güven inşa ederek bu değişimi yönetmesine yardımcı oluyoruz.