Bugün vereceğiniz kararlar gelecek nesiller için geleceği nasıl şekillendirecek?

Demografik ve teknolojik değişimler çalışma şeklimizi, tüketim alışkanlıklarımızı ve iletişim şeklimizi değiştiriyor. Kuşaklar arası dinamikleri yeniden düşünmek, gelişimin önünü açabilir.


Özet
  • Gelecek artık geldi ve artık iş dünyası geniş bir deneyim ve bilgi yelpazesini kapsayan beş farklı nesle ev sahipliği yapıyor.
  • En yeni nesil olan Z kuşağı, çalışma hayatına yeni bir bakış açısıyla bakıyor ve önceki nesillerin yıllar öncesinde sadece hayal edebildiği teknolojileri kullanarak kuralları yeniden yazıyor.
  • Geçmişin yapısal modellerini yeniden düşünen kuruluşlar, büyüme için çok kuşaklı bir iş gücünün potansiyelini ortaya çıkarabilir.

Liderlerin bugün alacağı kararlar, dünyayı yıllar ve on yıllar boyunca etkileyecek. Bu kararların sonuçları, özellikle yapay zekâ, sürdürülebilirlik ve sosyal eşitlik konularında oldukça çarpıcı olacak. Liderler gelecek nesiller için yarını inşa ederken, halihazırda çalışma hayatına girmiş olan Z kuşağının ve onlardan sonra gelen Alfa kuşağının endişelerini ve umutlarını dinleme fırsatına da sahipler.

Kuşak dinamiklerine yönelik mevcut ilgi, sadece gelecekle ilgili değil, ayrıca artık beş neslin ilk kez birlikte çalışmasından da kaynaklanıyor. Teknoloji değişimin hızını artırıp tüm nesilleri birbirine yaklaştırırken, bu beraberlik de deneyim, beceri ve bakış açılarındaki farklılıkları öne çıkarıyor. Ayrıca, iş yerinde birlikte çalışan kuşakların çokluğu bir sorun değil; çünkü gelişmiş ekonomilerde yaşlanan nüfus ve düşen doğum oranları, 2050 yılına kadar devam edecek olan vasıflı yetenekler üzerinde bir baskı yaratıyor. Bu sebeple, kuşaklar arasında farklı beceri ve bakış açılarından yararlanma fırsatı hiç bu kadar önemli olmamıştı, tıpkı karşımıza çıkan zorlukların geçmişte olduğundan daha karmaşık, daha birbirine bağlı ve daha çetin olması gibi.


Bununla birlikte, kuşakların incelenmesi netliği değişebilen bir bilim olarak ele alınabilir; kuşakların değişken sınırları vardır; homojen grup değildirler; kültür ve coğrafyanın derin bir etkisi vardır. Yakın zamanda yapılan EY araştırmaları, mitleri gerçek verilerden ayırmamıza olanak tanıyor. Bu makale, çalışma hayatındaki tüketici davranışlarını ve daha genel olarak toplumdaki kuşak dinamiklerini keşfetmek için geniş araştırma tabanından elde edilen içgörüleri bir araya getirmenin yanı sıra dış verilerden de yararlanıyor. Z kuşağı, kuşaklar arasında giderek artan bir çekim gücü oluşturuyor ve herkes için dönüşümün fitilini ateşliyor.

Tarih boyunca, yeni nesiller geçmişin ortodoksilerini bir kenara bırakarak engellerin kalkmasına ve yeni fikirlerin ortaya çıkmasına olanak sağlamıştır. Aristo'dan bu yana, bir önceki nesiller hep sonraki genç neslin durumundan yakınır. Ancak Z kuşağı, negatif etiketlemelerden payına düşeni maalesef fazlasıyla aldı: tembel, endişeli, dikkati dağınık ve sadakatsiz... Bunlar medyada bu nesle sıkça yapılan yakıştırmalardan sadece bazıları. 

EY organizasyonunda ilk kez işe başlayanlar ve kıdemli ortaklarla yaptığımız görüşmelerde, kariyerlerini nasıl gördükleri konusunda hem tutarlılıklar hem de farklılıklar gözlemledik. Daniel Pink'in 2011 yılında en çok satan kitabı Drive'ı yazmasının üzerinden on yılı aşkın bir süre geçmiş olabilir, ancak üç motivasyon unsuru - özgürlük, ustalık ve amaç - iş yerine giren en genç nesiller arasında yankı bulmaya devam ediyor.1 Bu insan psikolojisinin temelde değişmediğini ortaya koyuyor. Bununla birlikte, en son EY 2024 Work Reimagined Araştırmasında, farklı nesillerin iş yerinde neye değer verdiği konusunda da farklılıklar bulduk. Başlıca kuşak araştırmalarımıza baktığımızda, tüketici ve vatandaş olarak davranış ve tercihlerimizde; başarıyı nasıl tasavvur ettiğimizde, kime güvendiğimizde, aile ve toplumun öneminde ve teknolojiye karşı tutumumuzda ve bunun gelecek üzerindeki etkisinde ortaya çıkan kalıplar görüyoruz.

Büyük değişimler sadece değişimi hızlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda yeni olasılıklara kapı açıyor. Çalışanların, tüketicilerin ve toplumun geleceğini nesilsel - ve son derece insanı merkeze koyan - bir bakış açısıyla şekillendirmek, ortaya çıkan toplumsal ihtiyaçların derin ve stratejik bir şekilde anlaşılmasını gerektiriyor. Birlikte geleceğe sadece tanıklık etmiyoruz; hepimiz geleceğin şekillendirilmesinde aktif olarak katılıyoruz.



Bölüm 1

Demografinin çoklu krizi

Gelişmiş dünya genelinde nüfus yaşlandıkça, iş gücü de daralıyor.




Gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler, nüfuslarının yaşlandığını ve azaldığını görürken, dünyanın daha yoksul bölgeleri de en genç nüfusa sahip olduğundan, nesillerin küresel dağılımı giderek daha eşitsiz hale geliyor. Demografik baskılar, Japonya (%30'u 65 yaş ve üzeri), AB (%22), Güney Kore (%18) ve Çin (%14) gibi nüfusu azalan ülkelerde en yoğun şekilde yaşıyor. Aynı zamanda, Güney Amerika'daki ülkelerde doğum oranları düşüyor; örneğin Kolombiya'da doğumlar beş yıl içinde %22 oranında azalmıştır.2 Genel olarak, genç ve vasıflı yetenekler için rekabet yoğunlaşıyor ve ülkeleri iş gücüne katılımı desteklemek için hedefe yönelik göç politikaları ve teşvikler uygulamaya sevk ediyor.


ABD'de "Peak 65" demografik ölçütü, bu yıl ve on yılın sonuna kadar her yıl 4 milyondan fazla kişinin 65 yaşına ulaşacağını gösteriyor.3 Bu kişilerin hepsi emekli olmayacak. Aslında, 65 yaş üstü çalışanların sayısının arttığını görüyoruz. Johns Hopkins Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada, ABD iş gücünün %2'sinin 1946'dan önce doğan Sessiz Kuşağa mensup olduğu tahmin ediliyor.4 Kurumsal liderliğin en tepesinde bile demografik güçlerin iş başında olduğunu görebiliyoruz. Fortune 500 CEO'larının yaş ortalaması 59,2 iken, neredeyse yarısı (%47,6) 60'ın üzerinde ve %5'inden fazlası 70'in üzerindedir. Daha genç CEO'lar (45 yaş altı); teknoloji, yeşil enerji veya genç ve dinamik işletmelerde yoğunlaşma eğilimindedir. İş gücü genelinde daha geç emeklilik, yetenek açığını kapatmak için kısa vadeli bir çözüm olabilirken, aynı zamanda daha genç kohortlar pahasına statükoyu yerinde tutma konusunda durağanlığa yol açma tehdidini de beraberinde getiriyor. Kuruluşlar, bilgi aktarımını genç nesillere iletirken, daha ileri yaştaki çalışanların becerilerini geliştirmelerini ve yeni teknoloji araçlarını kullanabilmelerini sağlamalıdır.


Bu nesiller arası akışın bozulduğuna dair işaretler de var. Z kuşağının önemli bir kısmı hiç iş yerinde çalışmıyor. NEET'ler (eğitimde, istihdamda veya öğretimde olmayanlar) Kuzey Amerika ve Batı Avrupa'da büyüyen bir eğilim olarak göze çarpıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü verilerine göre, dünya genelinde 15-24 yaş grubundaki gençlerin yaklaşık beşte biri NEET.5 Ayrıca, 18 ila 24 yaşındakiler arasında Y kuşağına kıyasla önemli ölçüde daha yüksek stres ve kaygı düzeyleri sahip.6


İş yerindeki cinsiyet uçurumu da bir başka zorluk. Lean In'in 10. İş Yeri Raporu (2024), on yıllık cinsiyet odaklı çabaların ardından kadınların iş yerindeki deneyimlerinin iyileşmediğini gösteriyor. Kadınların uzmanlık alanlarındaki yargılarının sorgulanma olasılığı erkeklerden çok daha yüksek (%38'e karşı %26); çok daha düşük rütbeli biriyle karıştırılma olasılığı ise daha yüksek (%18'e karşı %10) ve sözlerinin kesilme olasılığı iki kat daha fazla (%39'a karşı %20).7 Artan kuşak farkı da söz konusu: genç erkekler toplumsal cinsiyet çeşitliliğine en az bağlı olanlarken, genç kadınlar en çok bağlı olanlar olarak öne çıkıyor. Üst düzey liderler arasında ise erkeklerin %79'u kadınların iyi temsil edildiğini düşünürken, bu görüş kadınların yalnızca %55'i tarafından paylaşılıyor.


Nerede olursa olsun, topluluklar için eşit fırsatlar sunmak, yerel ekonomilerin ve dünyanın ekonomik ve sosyal sağlığı için kritik önem taşımaktadır. Her altı kişiden birinin 2030 yılında 60 yaşın üzerinde olacağı düşünüldüğünde, demografik baskılar son yüz yılın birçok konusunu yeniden düşünmeyi gerektirmektedir.


Toplumsal cinsiyet dinamikleri özellikle C-suite seviyelerde görünür durumdadır. Fortune 500 CEO'larının %10'undan biraz fazlası kadınken (2018'de bu oran iki katına çıkmıştır), EY'ın dünya çapında 4.000'den fazla halka açık şirket üzerinde yaptığı analiz, çok daha az çeşitlilik içeren bir gerçekliği ortaya koyuyor. Buna göre, üst düzey yöneticilerin sadece %6'sı kadındır. En tepedeki kadın liderlerin eksikliği, kadınların kariyerlerinin iki önemli noktasında - 30'lu yaşların ortalarında ve daha sonra üst düzey yöneticiliğe terfinin tipik olarak gerçekleştiği 45-55 yaşlarında - kilit rollerden ayrılmasından kaynaklanabilir.
 

Gelişmiş ekonomilerdeki yetenek açığı büyüme üzerinde baskı yaratmaya devam ederken, yeteneklerin atıl kalmasını göze alamayız. Five Generations at Work kitabının yazarı Rebecca Robins, kuruluşlarımızın şekli ve yapısı konusunda daha uzun vadeli düşünmemiz ve yatırım yapmamız gerektiğini öne sürüyor. "Bu konu, bugün kurumlarımızı roller, disiplinler, alanlar ve nesiller arasında daha fazla iş birliğine dayalı güç oluşturmanın yollarıyla nasıl donatacağımız konusunda daha bilinçli olmakla başlıyor. Yöneticiler, kuşaklar arası daha iyi bir iş birliğinin en güçlü destekçilerinden biridir - tabii eğer onları yetkilendirirsek..."
 

Bölgesel demografik sorunlar, dünya çapında farklılıkları da gösteriyor. Özellikle 25 yaş altı nüfusun %60'ı aştığı Sahraaltı Afrika'daki gençlik dalgaları, göçü tetikleyecek ve giderek artan bir şekilde yerel ve küresel siyasi dinamikleri şekillendirecektir. Göç, günümüzün jeopolitik manzarasının önemli bir konusu haline gelmiştir: yaklaşık 184 milyon insan (küresel nüfusun %2,3'ü) artık vatandaşı olduğu ülkenin dışında yaşıyor.8

 

Topluluklara anlamlı ekonomik fırsatlar sunmak, yerel ekonomilerin ve dünyanın ekonomik ve sosyal sağlığı için kritik önem taşıyor. Her altı kişiden birinin 2030 yılında 60 yaşın üzerinde olacağı düşünüldüğünde, demografik baskılar son yüz yılın birçok kesinliğini yeniden düşünmeyi gerektiriyor.



Bölüm 2

Paylaşılan deneyimler, artan güvensizlik

Z kuşağının akranlarıyla bağlantı kurma olasılığı daha yüksek, otoriteye güvenme olasılığı ise daha düşüktür.



Young China Group CEO'su Zak Dychtwald, "Kuşak teorisinin temel ilkesi, paylaşılan deneyimin paylaşılan davranışı ve tüketici zihniyetini yönlendirmesidir" diyor. "Deneyim paylaşılmazsa, davranış da paylaşılmaz." Dünya genelinde, özellikle internet öncesi dönemde, önemli nüfuslar için bu nesilsel itici güçler ekonomik bağlam, teknolojiye erişim ve coğrafya ile birbirinden ayrılmış durumdaydı.


Örneğin; Amerika Birleşik Devletleri'nde Baby Boomers Vietnam Savaşı'na, Ay'a inişe, The Pill'e ve Beatlemania'ya tanıklık ederken, Çin'deki yaşıtları Kültür Devrimi'nin sıcaklığını yaşıyordu. Kuşak deneyiminin itici güçleri hızlanıyor, bu nedenle savaş sonrası Baby Boomers kuşağı 18 yılı kapsarken, bu süre X ve Y kuşakları için 15 yıla, Z kuşağı için ise sadece 10 yıla düşüyor. Bir nesli tanımlayan deneyimler; değişimin hızı arttıkça hem dünya çapında daha tekdüze hale geliyor hem de kısa ömürlü oluyor.

Kuşak etkisi grafiği

Dychtwald, "Z kuşağında, insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar yakınsama var" diyor. "Bu nesli farklı coğrafyalarda birleştiren kritik faktörler; internete erişimin, akıllı telefonların ve verinin uygun fiyatlı olması. İnternet bilgi çağıyken, sosyal medya ise tamamen topluluk olmakla ilgilidir."

Ancak Z kuşağını önceki kuşaklardan ayıran özelliklerde daha fazla yakınlaşma olması, önemli farklılıklar olmadığı anlamına gelmiyor. 2023 EY Z Kuşağı Segmentasyon Çalışması (EY.com ABD üzerinden), örneğin ABD Z kuşağı arasında bir dizi farklı grup veya segment ortaya koyuyor. Bu kohort ABD nüfusunun yalnızca %15'ini oluşturuyor olabilir, ancak şimdiden toplumsal normlara meydan okuyor ve algıları değiştiriyor.

Bu nesli farklı coğrafyalarda birleştiren kritik faktörler; internete erişimin, akıllı telefonların ve verinin satın alınabilirliği.

Z kuşağı için mali baskılar ön planda

2023 Segmentasyon Çalışmasına göre, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Z kuşağının üçte birinden azı (%31) kendilerini mali açıdan güvende hissediyor ve mevcut durumlarını iyi veya mükemmel olarak tanımlıyor.9 Çoğu (%69) mali durumlarını orta veya daha kötü olarak değerlendirirken, %32'si ise zayıf veya çok zayıf kategorilerine giriyor. Bu durum, yarısından fazlasının (%52) yeterli paraya sahip olamamaktan ya da aşırı derecede endişe duyduğunu bildirmesiyle gelecek kaygısına dönüşüyor. Experian tarafından yapılan araştırmanın (2023) Y kuşağı ve Z kuşağının dörtte üçünden fazlasının para konusunda ebeveynlerine biraz ya da çok bağımlı olduklarını göstermesi şaşırtıcı olmuyor.10

Yine de mali baskılar para cehaletinin bir sonucu değil. Z kuşağı pragmatik olup (%85'inin en azından bir miktar birikimi vardır) ve yarısından fazlası (%54) borç veya kredi yönetimi yapıyor.11 Washington Post tarafından ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu verilerinin analizine göre, Z kuşağı kendilerinden önceki Y kuşağına kıyasla artan fiyatlar, daha yüksek konut maliyetleri, daha büyük öğrenci kredisi bakiyeleri ve daha fazla toplam borçtan orantısız bir şekilde etkilenmiştir. Her iki kuşak da ekonomik çalkantıların ortasında yetişmiş olsa da Z kuşağı ihtiyaçlarına aynı yaştaki Y kuşağından daha fazla harcama yapıyor.12

Bu, Z kuşağının ek iş yaparak para kazanma tutkusunu tetikleyen çeşitli faktörlerden biri. Birleşik Krallık'ta yapılan bir Visa anketinde (Temmuz 2024), Z kuşağının %45'inin bir yan işi olduğu, üçte birinden fazlasının (%37) birden fazla yan işle uğraştığı ve büyük bir çoğunluğun (%69) bunu ek gelir elde etmek için yaptığı ortaya çıkmıştır.13 Z kuşağından bir konuşmacı ve danışman olan Danielle Farage, "Portföy kariyerler artık batı ekonomilerinde norm haline geldi" diyor, ancak yeni araştırmalar bunun Asya ülkelerinde geçerli olmadığını gösteriyor.

Ancak Z kuşağının çalışma tutumunu yönlendiren tek güç finansal güvence değil. Bu kuşak, önceki kuşaklara göre daha güçlü bir küresel zihniyete ve seyahat etme iştahına sahip. Dünya genelinde yaklaşık 400.000 kişiyi istihdam eden EY organizasyonu, bu değişimlerin birçoğunu kendi iş gücünde de görüyor. EY Yetenekten Sorumlu Küresel Başkan Yardımcısı Trent Henry, "Bu kuşağın düşünce yapısı çok daha küresel. EY'a dünyayı deneyimlemek için katılıyorlar: sadece bir şehri değil."

Portföy kariyerleri artık batı ekonomilerinde norm haline gelmiştir.

Özgünlük ve şeffaflık güven oluşturur
 

Son beş yılda, EY araştırmaları ve Edelman Güven Barometresi gibi çalışmalar, kurumlara duyulan güvenin giderek zayıfladığını göstermiştir. Geleneksel kaynaklara (siyasi liderler, medya, bilim insanları) duyulan güven genel olarak azalıyor, bu kaynakların bizi kasıtlı olarak yanlış yönlendirdiğine dair kaygılar giderek artarken, akranlar ise giderek daha güvenilir bir kaynak haline geliyor. Bu değişim, Z kuşağı ve bu kuşağın teknolojiyi benimseme hızındaki artış tarafından yönlendiriliyor.14
 

EY 2021 Z Kuşağı Segmentasyon Çalışması, güven seviyelerinin yüksek kaldığı Çin, Japonya ve batı ekonomileri arasında büyük farklılıklar olduğunu gösteriyor. Örneğin; ABD'de Z kuşağının üçte ikisinden fazlası (%67) çoğu insana güvenilemeyeceğini söylüyor. Kurum ne kadar büyükse, Z kuşağı o kurumun niyetlerine o kadar şüpheyle yaklaşıyor. Kurumların doğru olanı yapacağına ne kadar güvendikleri sorulduğunda, büyük işletmeler ve federal hükümet, eyalet hükümeti (%41), yerel hükümet (%47) ve küçük işletmeler (%71) gibi daha küçük kurumlardan önemli ölçüde daha düşük puanlar (%34) almıştır.

Stanford Üniversitesi'nden Roberta Katz'ın araştırması daha da ileri gidiyor. Z kuşağı üyeleri "Yaşı daha büyük olanları uzman olarak görmek zorunda değiller" diyor. "Bir şeyin neden belli bir şekilde yapıldığını anlamak istiyorlar. ... Özgünlük güvenle ilgilidir. Sözler ve eylemler eşleşmelidir. "15
 

Z kuşağı arasında kamu kurumlarına duyulan güven de düşüktür. Gallup ve Walton Aile Vakfı'nın (2023) 12-26 yaş arası gençlerin tutumlarına ilişkin ABD'de yaptığı bir araştırma, siyasi kurumlara, medyaya ve teknolojiye ciddi şekilde güvenilmediğini, bilim, ordu ve tıbbın ise daha iyi durumda olduğunu gösteriyor.16
 

Edelman'ın Gen Z Lab Raporuna göre, "Z kuşağı için sosyal medya güven için bir savaş alanı. Son bir yıl içinde bir marka tarafından üzülenler arasında Z kuşağı ve Y kuşağının bunu sosyal medyadan öğrenmiş olma olasılığı en yüksektir. Bir marka hakkında çıkan her kötü haber sosyal medyada yayılacaktır. "17
 

Şeffaflık güvene açılan kapıdır: örneğin, EY Küresel Tüketici Sağlığı Araştırması, tüketicilerin %73'ünün tıbbi bilgilerini elektronik ortamda paylaşmayı kabul ettiğini, ancak bu bilgilerin nasıl korunacağı ve kullanılacağı konusunda şeffaflık istediğini ortaya koymuştur.18
 

Otorite figürlerine duyulan güvenin düşük olduğu bu duruma karşın, araştırmamız Z kuşağının pek çok üyesinin iş yerindeki liderlerine güvendiğini gösteriyor. EY ABD Z Kuşağı Araştırması, Z kuşağının %80'inin iş yerindeki amirlerine karşı olumlu duygular beslediğini ve %71'inin onlara çok ya da tamamen güvendiğini bildiriyor.19 Z kuşağı, görüşlerini oluştururken alınan bilgilerden ziyade kişisel deneyimlere dayanıyor ve özellikle kanıtlanabilir özgünlüğe odaklanıyor.



Bölüm 3

İşin işe yaramasını sağlamak: işverenler için zorluk

Liderler, Z kuşağının işi önceki kuşaklardan farklı gördüğünü ve bunun toplam iş gücünü etkilediğini öğreniyor.



Ernst & Young (China) Advisory Limited'in Pekin merkezli Kıdemli Vergi Ortağı ve Sektör Lideri Joanne Su, 1994 yılında Singapur'da iş hayatına ilk adımını attığı kariyerinin ilk dönemlerini anlatıyor. Denetimdeki ilk yılında, "ağır kutu dosyaları taşıdığını ve ofisten müşteri lokasyonlarına kalabalık halk otobüsleriyle gittiğini" hatırlıyor. Genç Y kuşağı için internet ve hızlanan dijitalleşme, kariyerlerinin başındaki deneyimlerini çoktan değiştirmişken, bugün pek çok kişi için kariyerlerinin başını karakterize eden sıkıcı görünen emek, kısmen üretken yapay zeka (GenAI) sayesinde ortadan kalkmış durumda. Henry, "Teknoloji sıradan görevlerden kurtulma yeteneğine sahip," diyor. "Hiçbir şey GenAI ile ve onun zaman kazandırmasıyla kıyaslanamaz."

Z kuşağı, yapay zekanın düşük seviyeli görevleri yerine getirme potansiyeline açık. EY Z Kuşağı Yapay Zeka Okuryazarlığı başlıklı çalışmasında, bu küresel ankete katılanların %58'i önümüzdeki yıl yapay zeka kullanımlarının artmasını beklerken, %51'i kişisel yaşamlarında artmasını bekliyor. İlk üç faydayı şöyle sıralıyorlar: tekrar eden görevlerde zaman tasarrufu (%58); büyük miktarda verinin etkili bir şekilde analiz edilmesi (%53) ve önemli süreçlerde insan hatasının azaltılması (%41). Ancak aynı çalışma, yapay zeka ve potansiyeli konusunda iyimser olmakla birlikte, Z kuşağının buna tam olarak erişebilecek becerilere sahip olmayabileceğini ve beceri seviyelerinin abartabileceğini gösteriyor.20

Henry, "GenAI becerileri hakkında yaşa dayalı varsayımlarda bulunmak tehlikeli" diyor. "GenAI'nin EY kuruluşu genelinde nasıl kullanıldığına dair elimizdeki en iyi kullanım örneklerinden bazıları aslında yaş olarak en büyük yaştaki çalışanlarımızdan geliyor." Tüm iş gücü için kendi kendini yöneten beceri eğitimini ve meraklı bir zihniyeti teşvik etmek, ayak uydurma yarışında çok önemlidir.

Yaptığım işi yönlendiren bir misyona sahip olmak gerçekten önemli.

GenAI'nin iş yerindeki üretkenlik kazanımlarının yaygın olarak kabul edilmesine rağmen, birçok işveren teknoloji araçlarını güncel tutmak için mücadele ediyor: zaman kaydetmek, belge paylaşmak veya görüntülü görüşme yapmak için kullanılan eski yöntemler, TikTok'un kolay arayüzüne alışmış bir neslin ilgisini çekmek için çok az şey yapıyor. Farage, "İşverenler bu modası geçmiş araçları kullandıklarında nasıl bir izlenim bıraktıklarını düşünmüyorlar" diyor.21 Kurum ne kadar büyükse, teknoloji mimarisi de genellikle o kadar karmaşık oluyor. Boston'da çalışan 25 yaşındaki EY Forensics danışmanı Grace Kilroy, "Değişime yaklaşımda çeviklik eksikliği sinir bozucu olabiliyor," diyor. "Bir şeyin verimsiz olduğunu gördüğünüzde bile, o kadar çok onay katmanı ve o kadar çok karmaşıklık var ki, değişimi başlatamıyorsunuz."

İş güvenliği yeniden tanımlandı

Ernst & Young LLP'de çalışan 27 yaşındaki ABD'li denetim kıdemli çalışanı Kwame Nkrumah-Ababio: "İş güvencesi benim için çok önemli. 'Bu firma ekonomideki önemli fırtınaları atlatabilecek mi' bilmek istiyorum." diyor. Bu yıl dünya genelinde üniversite öğrencilerini kapsayan Universum araştırması da aynı noktanın altını çiziyor: Pandemi sonrası yükselen iş piyasası soğumaya başlarken, güvenli istihdam BT öğrencileri tarafından üçüncü sırada (2023'e göre üç puan artışla) ve mühendisler için beşinci sırada yer alıyor22. Büyük Kalış, Büyük İstifanın yerini alıyor - Ocak 2024'te 3 milyon ABD çalışanının işinden ayrılacağı tahmn edildi (ABD İş Gücü İstatistikleri Bürosu), Ocak 2022'deki en yüksek işten ayrılma oranından %30 daha düşük.23

Ancak iş güvencesinin önemi, işverenlerin genç yeteneklerinin masalarına yapıştığını varsayabilecekleri anlamına gelmiyor. 23 ülkede 17.000'den fazla çalışanın katıldığı en son EY 2024 Work Reimagined Araştırması'nda, çalışanların %38'i önümüzdeki yıl işlerini bırakabileceklerini söylerken, bu oran geçen yıla göre %4 puanlık bir artışla enerji ve doğal kaynaklar sektöründe %52'ye yükseldi. Ernst & Young LLP İnsan Danışmanlığı Müdürü Roselyn Feinsod, "Bir zamanlar kurumsal sağlığın altın standart ölçütü olan yetenek kaybı artık geçerli değil. Günümüzün en iyi işverenleri bunun yerine yetenek akışını yönetmeli ve çalışanlarına kendileriyle birlikte oldukları süre boyunca zengin ve terfi ettirilebilir bir deneyim sunmaya odaklanmalıdır." diyor. Baby Boomers kuşağının dörtte birinden azı (%23) önümüzdeki yıl işlerinden ayrılmayı düşünürken, bu oran Y kuşağında %40'a yükseliyor. EY US Live Work Play'in 3.000 Z kuşağı üyesi üzerinde yaptığı yakın tarihli bir araştırmada, Z kuşağı katılımcılarının yarısından fazlası (%52) işlerini kaybetme fikrinin kendilerini endişelendirmediğini belirtiyor.24 ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu'na göre, 20-24 yaş arası çalışanların şirketlerinde kaldıkları ortalama süre 1,2 yıl iken, bu süre 55-64 yaş arası çalışanlar için ortalama 9,8 yıldır.25

Z kuşağında iş istikrarının önemi ile işten ayrılma isteği arasındaki bu belirgin çelişki, değişimin alıcı tarafında olmak ile değişimin itici gücü olmak arasındaki farktır. ABD ve Avrupa'da genç nesilleri orantısız bir şekilde etkileyen hayat pahalılığı krizi, finansal kaygı düzeylerini yükseltmiştir. Bu durum, enflasyon ve hayat pahalılığı krizinin etkisinin önemli bir rol oynadığı 2024 başkanlık seçimlerinde genç Amerikalıların oy verme kalıplarında ortaya çıkmıştır. Sandık sonuç anketlerinin ilk analizleri, ilk kez oy kullanan seçmenlerin %56'sının Başkan Yardımcısı Kamala Harris'e oy veren %43'e kıyasla Başkan seçilen Donald Trump'ı seçtiğini gösterdi. Bu durum, dört yıl önce Başkan Biden'ın Trump'a kıyasla ilk kez oy kullananların iki katı oy aldığı (%64'e karşı %32) gençlerin oy verme alışkanlıklarıyla tezatlık oluşturuyor.26


Çalışanlar neye değer veriyor?
 

Yetenek akışı norm haline geldikçe işten ayrılma isteği kendi başına olumsuz bir işaret değildir, ama işteki memnuniyet düzeyleri oldukça önemlidir. EY 2024 Work Reimagined Anketinde, Boomers'ın %41'ine kıyasla Z kuşağının sadece %29'u yüksek motivasyon hissediyor. Bu durum, Z kuşağının üçte ikisinin (%64) iş yerinde kısmen veya tamamen tükenmiş hissettiğini bildiren 2024 EY ABD Z Kuşağı Yaşa-Çalış-Oyna Araştırması'nda da göze çarpıyor.27


EY 2024 Work Reimagined Anketi, genç çalışanların çalışma programları ve tarzları etrafında çizgiler çizmenin daha değerli olduğunu belirtiyor. Ancak bu tür tükenmişlikten kaçınma sınırlarını korumak zor olabilir: Z kuşağı katılımcıları ücretli izinleri ilk öncelikleri olarak sıralarken, bedensel ve ruhsal sağlık performansa dayalı teşviklerle ikinci sırada yer aldı.

 

Özellikle hırslı ve rekabetçi ortamlarda neredeyse kaçınılmaz bir gerilim olur. Kilroy, "Ben doğuştan aşırı başarılıyım," diyor ve ekliyor: "Bu yüzden her zaman çalışmam ve bir şeyler yapmam gerektiğini hissediyorum. Muhtemelen daha az çalışabilirim ama bunu nasıl yapacağımı henüz tam olarak çözemedim."
 

Daha kıdemli rollere geçenler için sağlıklı bir iş-yaşam dengesini yönetmek daha kolay hale gelebilir. "İş ile ofis dışındaki kişisel ilgi alanlarını dengelemenin sadece mümkün değil, aynı zamanda genel refah için de gerekli olduğuna inanıyorum. Sadece çok çalışmak yerine akıllıca çalışmak bu dengeyi kurmamı sağlıyor."


Nkrumah-Ababio, iş birliğinin ve yakın çalışma arkadaşlarıyla iyi geçinmenin Z kuşağı için kritik önem taşıdığını belirtiyor: "İş yerinde topluluk oluşturmaya yönelik her türlü çabaya; aidiyet duygusunu, kültürü ve kapsayıcılığı bir araya getiren şeylere tutkuyla bağlıyım. En iyi arkadaş olmam gerekmiyor ama meslektaşlarımla çok saygılı bir ilişki içinde olmak, iş birliğine dayalı bir ilişki içinde olmak istiyorum."


"EY'dan Henry, "Bu neslin mega trendinin kişiselleştirme olduğunu düşünüyorum" diyor. Çalışanların bireysel olarak ne istediklerini sağlamak bize bağlı. Bu da Baby Boomers için olduğu kadar Gen Alpha için de önemli." Bireyin ihtiyaçlarının ve benzersiz yeteneklerinin bu şekilde kurumsal olarak tanınması, gelecek vadede işverene kazanç sağlayabileceği gibi tüketici tercihlerinde de görülebilir.
 

Buna bağlı olarak, gelişen "ikinci el" pazarı kısmen iklim kaygılarından kaynaklanıyor olabilir, ancak aynı zamanda Z kuşağının kendini ifade etmeye odaklanmasının bir karşılığıdır. Bir RealReal raporuna göre, ikinci el lüks pazarı şu anda 50 milyar ABD doları değerinde ve büyük ölçüde Z kuşağı tarafından yönlendiriliyor. Önceden giyilmiş ürünler finansal olarak sağlam, sürdürülebilirlik açısından iyi ve üst düzey ürünler söz konusu olduğunda, Z kuşağının daha uzun ömürlü, daha kaliteli satın almalar yapabilmesinin bir yolu.28 Aynı zamanda, ikinci el pazarı; akranlarının tavsiyeleri, akıllı fiyat karşılaştırması, influencer ve kişisel küratörlük ile gelişen bir pazar. Sürekli olarak bireysel bir kimlik yaratan ve bunu ifade eden bir nesil için lüks markaların sunduğu az bulunurluk yüksek statüye sahiptir.
 

Robins'in dediği gibi, "İş yerinde daha fazla kuşak çeşitliliğine sahibiz ve bununla birlikte bu insan farklılığını daha iyi anlama ve çözmemiz gereken sorunlara ve fırsatlara dönüştürme sorumluluğumuz var. "29

Şirketin amacı, çalışan bağlılığını artırır
 

Z kuşağı için önemli olanın rol değil, hedef olduğu söylenir. Tüm nesiller misyon ve amaç tarafından motive edilir, ancak bu nesilde gördüğümüz ölçüde değil. ABD 2023 Z Kuşağı Segmentasyon Çalışması, Z kuşağının %76'sının dünyada yanlış giden şeyleri değiştirmeye değer verdiğini; %36'sının siyasi bir mitinge veya protestoya katıldığını ve %50'sinin destekledikleri bir amaç hakkında mesaj paylaşmak için sosyal medyayı kullandığını gösteriyor.30


Dychtwald, "Çin'in Z kuşağı, özellikle çevre konularında ebeveynlerinden çok daha fazla amaç odaklı. Çin'de gençler düşük seviyeli imalat sektöründe çalışmak istemiyor. Bu kuşak artık dünyanın gömlekleri̇ni̇ yapmak i̇stemi̇yor." diyor.
 

Nkrumah-Ababio, kendisi için önemli olanın "Ekibimde önemli bir rol oynamak; becerilerimi artıracak zorlu işler almak" olduğunu belirtiyor. İçeride ve dışarıda bir etki yaratmak istiyorum." Henry bunun tüm iş gücüne yayıldığını görüyor. "Çalışanlarımıza daha fazla zamanları olsa ne yapacaklarını sorduğumuzda, Z kuşağı başkalarına danışmanlık yaparak zaman geçirmek istiyor: bu da empati ve ilginin bir göstergesi olarak yorumlanıyor."

Geleceğin iş gücü yeteneklerini, dünün işlerine yerleştiremezsiniz. Yeni nesil çalışanlar, rollerinde dijital olarak etkinleştirilmeyi ve ödüllendirici buldukları, yaratıcı, stratejik ve ilginç işler yapmayı bekliyor.

Ernst & Young LLP Yetenek Danışmanlığı Müdürü Stefanie Coleman'ın Z kuşağının bankacılıkta kariyer yapmaya yönelik tutumları üzerine yaptığı bir çalışmada belirttiği gibi, “Yarının yeteneklerini dünün işlerine yerleştiremezsiniz. Yeni nesil çalışanlar, rollerinde dijital olarak etkinleştirilmeyi ve ödüllendirici buldukları yaratıcı, stratejik ve ilginç işler yapmayı bekliyor."32

Anlamlı bir şirket kültürü için kuşak dinamiklerini açığa çıkarmak gerekiyor

55/Redefined tarafından yapılan demografik tahminlere göre, önümüzdeki 20 yıl içinde Avrupa'daki iş gücü (15-64 yaş) %25 oranında azalacak.33 CEO Lyndsey Simpson, "2006 yılında 65 yaş ve üzeri her bir kişiye karşılık çalışma çağında olan (15-64) dört kişi vardı; 2050 yılında bu oranın sadece iki kişi olacağı tahmin ediliyor" diyor.

Becerilerini geliştiren ve yapay zeka okuryazarı olan, çok kuşaklı bir iş gücünün yeteneklerinden yararlanmak, bu üretkenlik açığını kapatmak için gerekli olacaktır. Liderlerin nesiller arasında iş birliğini mümkün kılacak yeni mimariler inşa etmesi gerekiyor. Tipik olarak en yeni nesillerin en altta ve en eski nesillerin en üstte olduğu hiyerarşik piramit yapılar bu yeni ortamda işe yaramayacaktır. Bunun yerine, kuruluşların her bir neslin benzersiz bakış açılarını, deneyimlerini ve becerilerini bir araya getirmek için ortak bir amaç tarafından yönlendirilen ve GenAI araçları tarafından güçlendirilen çok nesilli ekiplerin gücünü ortaya çıkarmak için yapısal modellerini yeniden düşünmeleri gerekir.

Bu arada Z kuşağının özgünlük, topluluk ve kişiselleştirme yönündeki etkisi; kuşaklar boyunca çalışan, tüketici ve vatandaş davranışlarını etkiliyor. İşaretler gelecekten gelen bir kartpostal gibi, iş liderlerine kendilerini bu gelecekte kazanacak şekilde konumlandırmaları için net bir öncelikler dizisi sunuyor.

Neler yapılmalı?

  • Çalışan değer önerinizi (EVP) çağdaş iş gücünün beklentilerini karşılayacak şekilde geliştirin. Bu da çalışma yöntemleri, avantajlar ve araçlar konusunda daha kişiselleştirilmiş bir yaklaşım benimsemek anlamına geliyor.
  • Kendi kendine eğitimi tüm nesiller için sürekli bir beklenti olarak yerleştirin. GenAI kullanım örneklerini paylaşın, bilgi kütüphaneleri oluşturun, iş gücü genelinde sürekli meraklı olan bir zihniyeti teşvik edin.
  • Yeni teknolojileri benimseyin: Modası geçmiş araçlar, çevik ve sezgisel uygulamalara alışkın nesillerin ilgisini çekmek için çok az şey yapar.
  • Kuruluşunuzdaki "söyle-yap" boşluğuna karşı koruma sağlayın. Yapamayacağınız sözü vermeyin. Şeffaflık özgünlüğün anahtarıdır. Sözler ve eylemler eşleşmelidir. "15
  • İster çalışma uygulamalarında, ister tüketici seçeneklerinde veya hükümet ve kamu kurumlarıyla etkileşimlerde olsun, kişisel tercihin önemini kabul edin.
  • Benimsemenin önündeki engelleri belirleyin ve kaldırın. Bir çalışanın günündeki sürtünme noktaları, bir alıcının deneyimi, bir vatandaşın devlet kurumlarıyla etkileşimleri - bunlar potansiyel çıkış kapılarıdır. Sadakat oluşturmak için güven oluşturmalısınız.
  • Kuruluşunuzun 10 yıl sonra nasıl görüneceğini sorgulayın. Dikey hiyerarşileri aşan, iki yönlü mentorluğun sağlandığı ve iş birliğinin teşvik edildiği çok nesilli ekipler veya iş akışları oluşturun.
  • Yeni girenleri motive etmek ve yetenek akışlarını yönetmek için zengin ve terfi ettirilebilir bir deneyim sağlayın.
  • Kuruluşunuzdaki en gençler ile liderlik arasında iki yönlü iletişim sağlamak için bir Yeni Nesil Danışma Kurulu veya  kurul oluşturmayı düşünün.

Özet

Çalışanlar, tüketiciler ve toplum olarak önceliklerimiz; demografik ve teknolojik değişimlerin yaşandığı bir dönemde hızla değişiyor. Sonuç olarak, geçmişin kesinliklerinin birçoğu artık gelecek için geçerli modeller değil. Kurumsal mimariyi yeniden düşünerek, varsayımlara meydan okuyarak ve kuşak dinamiklerinin gücünü ortaya çıkararak teknoloji destekli yeni yollar oluşturabilir, büyümeye giden yeni yollar açabiliriz.

Bu makale hakkında

You are visiting EY tr (tr)
tr tr