Şirketler, küresel ve yerel ölçekte rekabet avantajını korumak, pazar paylarını genişletmek ve sürdürülebilir büyüme sağlamak için farklı stratejiler geliştirmeye odaklanıyor. Büyüme stratejileri, finansal kaynak yönetiminden dijital dönüşüme, yeni pazarlara açılımdan operasyonel verimlilik artışına kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.
Artan, küresel jeopolitik belirsizlikler, personel ve işletme maliyetleri ve sıkılaşan para politikaları nedeniyle finansmana erişimdeki zorlukların ve yükselen maliyetlerin şirketler üzerinde marj baskısı ile 2024 zorlu bir yıl oldu. 2025’te ekonomide dengelenme beklentisiyle birlikte, şirketler sürdürülebilir büyümeyi sağlamak ve olası dalgalanmalara karşı daha dirençli hale gelmek için stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Bu süreçte, büyük holdingler de üretim sektöründeki şirketler de 2025 ajandalarında işletme sermayesini güçlendirme ve verimliliği artırma, yeni sektörler ve değer zincirindeki fırsatlarla portföy çeşitlendirme, yurt dışı pazarlara açılarak gelir tabanını genişletme ve ortak hizmet merkezleri kurarak maliyetleri optimize etme gibi aksiyonlar öne çıkıyor.
Ek olarak, uzun vadeli değer yaratmak amacıyla holdingler yönetim modellerini özel sermaye fonlarının (private equity) yaklaşımına benzer şekilde kurgulamaya yöneliyor. Bu yapı, şirketlerin sektörler bazında özelleştirilmiş büyüme planları oluşturmasını sağlarken, portföy şirketlerinin değerini artırmaya odaklanıyor.
Öte yandan artan küresel rekabet ve sermaye maliyetleri nedeniyle şirketler için, finansman kaynaklarını çeşitlendirme çalışmalarının ve bu doğrultuda halka arzlar, şirket satın almaları ve stratejik ortaklıkların, devam etmesi bekleniyor. Şirketler, sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarla büyüme hedefleyerek yeşil finansman imkanlarını değerlendirirken, yapay zekâ ve dijital çözümlerle operasyonel verimliliklerini artırmayı ve rekabet avantajı elde etmeyi amaçlıyor.
Şirketlerin yatırım odakları sektörel bazda incelendiğinde, özellikle enerji, sağlık ve teknoloji alanlarının öne çıkması bekleniyor. Enerji sektöründe, şirketler güneş ve rüzgâr enerjisi kapasite yatırımlarını sürdürürken yatırımlarını uluslararası finansman modelleriyle desteklemeye çalışıyor. Türkiye’nin 2053 net sıfır yolculuğunda önemli görev üstlenen öncü enerji oyuncuları için yapılacak YEKA ihaleleri, depolamalı lisansları ile kapasite artışları, yurt içinde santral alım satımları, başta Amerika, Batı ve Doğu Avrupa olmak üzere yurt dışı yatırımları, yeşil hidrojen ve batarya gibi yeni enerji fırsat alanları ve değer zincirinde geri dönüşüm yetkinliklerinin kurulması gibi konuların 2025 yılında önemli ajanda maddeleri olmasını bekliyoruz. Sağlık sektörüne olan ilgi artarken, büyük holdingler uzun vadeli büyüme stratejileri kapsamında yeni iş kollarına ve teknolojik gelişmelere yatırım yapmayı planlıyor.
Teknoloji alanında, dijital altyapı yatırımları öne çıkarken, üretken yapay zekâ destekli projeler, şirketlerin hem operasyonel verimliliğini artırmak hem de küresel rekabet avantajı sağlamak için öncelikli yatırım alanları arasında yer alıyor.
Ayrıca finans sektöründe, bankalar operasyonlarını yurt dışına genişletme eğilimini gösterirken, finansal kuruluşlar da yapay zekâ destekli hizmet modelleriyle müşteri deneyimini dönüştürmeye odaklanıyor. Buna ek olarak Fintech sektörünün büyümeye devam etmesini bekliyoruz. Çoğu finans ve sigortacılık sektöründeki kurum büyümenin dışında dijitalleşme ve yapay zekâ araçları kullanarak (örn. Agentic AI ile) süreçlerini yalınlaştırıp, hız kazanarak maliyetlerini düşürüyor. Ek olarak müşterilere artık hiper-kişiselleştirilmiş deneyim sunarak müşteri deneyimini ve aynı zamanda Yaşam Boyu Müşteri Değeri’ni artırıyor.
2025’te şirketler, uzun vadeli büyüme ve yatırım stratejilerini dijitalleşme ve sürdürülebilirlik temelleri üzerine inşa ederek küresel rekabette güç kazanmayı amaçlıyor. Özellikle yılın ikinci yarısına yönelik pozitif hava beklentisi, şirketlerin hedeflerine ulaşmalarında ana motivasyon kaynağı olarak gözlemleniyor.
EY-Parthenon Türkiye Strateji Danışmanlık ekibi olarak, farklı sektörlerde müşterilerimize pazar dinamiklerini, rekabet ortamını ve regülatif koşulları anlama konusunda kapsamlı destek sağlıyor, pazara giriş, büyüme ve iş modeli tasarımı konularında stratejik rehberlik sunuyoruz. Müşterilerimizin yetkinlikleri ve hedefleri doğrultusunda, farklı iş modellerini ve yatırım fırsatlarını değerlendirerek büyüme planlarının oluşturulmasına yardımcı oluyoruz. EY-Parthenon Türkiye Strateji ve İşlemler ekibi olarak da stratejiden uygulamaya tüm alanlarda hem stratejinin geliştirilmesi, hem M&A desteği sağlanması ve şirket satın alması durumundaysa finansal, vergi, hukuki, ticari, iş planı değerlendirme ve değerleme alanlarında uzman ekiplerimizle müşterilerimizi destekliyoruz.