Hızlı tüketim malları (HTM) sektörü son üç yıldır rekabet hukuku gündemini oldukça meşgul ediyordu. 2021 yılında yayımlandığı ön raporu paydaşların görüşlerine açan Kurul, 30.03.2023 tarihinde beklenen nihai raporunu açıkladı. Raporda beş zincir market ve 13 tedarikçiye rekor idari para cezası verilen iki kararın konusu olan topla-dağıt (hub & spoke) davranışına ve firmaların birbiriyle olan rekabetçi dinamiklerine yer verilmediği görülüyor. Rapor temel olarak şu hususları ele alıyor: (i) hızlı tüketim malları perakende sektöründeki yoğunlaşma düzeyi ve bunun yansımaları, (ii) alıcı gücü ve haksız ticari uygulamalar gibi en önemli görülen konulara ilişkin detaylı analiz ve bu konulara yönelik politika önerileri (iii) tedarikçiler arasında rekabete aykırı bilgi alışverişi potansiyeli özel markalı ürünler ve perakendeciler, (iv) hızlı tüketim ürünleri perakende pazarının dijitalleşmesi.
Raporda HTM pazarı dört zincir marketin (BİM, A101, Şok, Migros) pazarın yaklaşık %77’sine sahip olduğu, yoğunlaşma oranı yüksek ve fiilen yüksek giriş engellerinin bulunduğu bir pazar olarak belirtiliyor. Son 10 yılda yaşanan bu yoğunlaşmanın yavaş ilerleyen ve fark edilmeyen devralmalar yoluyla değil, yeni mağaza açılışları çerçevesinde organik büyümeyle gerçekleştiği tespit ediliyor. Ayrıca, özel markalı (private label) ürünler ve yerel tüketicilerin ihtiyaçlarına cevap verebilen esnek yapıda küçük mağaza formatları sayesinde indirim marketlerin pazar paylarını artırdığı söyleniyor.
Pazardaki yüksek yoğunlaşma seviyeleri ve özel markaların tercih edilirliğinin artması sonucu perakendecilerin tedarikçiler karşısında alıcı gücünün arttığı ileri sürülüyor. Söz konusu alıcı gücüne dayalı haksız ticari koşulların düzenlenmesine yönelik birtakım öneriler getiriliyor:
1. Yasaklanması gereken davranışlar:
- Bozulabilir tarımsal ürünler ve gıda ürünleri bakımından 30 günü aşan ödeme vadeleri,
- Diğer tarımsal ürünler ve gıda ürünleri bakımından 60 günü aşan ödeme vadeleri,
- Bozulabilir gıdalarda kısa sürede yapılan iptal bildirimleri,
- Alıcının tek taraflı sözleşme değişiklikleri,
- İşlemle ilgili olmayan ödeme talepleri,
- Kayıp ve bozuk mal riskinin tedarikçiye transferi,
- Tedarikçinin talebine rağmen alıcı tarafından tedarik sözleşmesine yazılı onay verilmemesi
- Ticari sırların alıcı tarafından kötüye kullanılması,
- Alıcı tarafından yapılan ticari misillemeleri,
- Tüketici şikâyetlerinin incelenmesi maliyetinin tedarikçiye aktarılması,
- Belirlenecek bir mesafe çapında aynı ekonomik bütünlük içerisinde yer alan perakendecilerin ikinci bir şube açmalarının yasaklanması,
- Tedarikçilerin tek bir zincir market için özel gramajlı ürün üretmesine yönelik münhasır olarak yapılan anlaşmaların engellenmesi.
2. Düzenlenmesi öngörülen davranışlar:
- Satılmayan ürünlerin iadesi,
- Listeleme, raf ve stok bedellerini tedarikçinin ödemesi,
- Promosyon için tedarikçinin ödeme yapması,
- Pazarlama için tedarikçinin ödeme yapması,
- Reklam için tedarikçinin ödeme yapması,
- Alıcının tedarikçinin ürünlerini satmak için kullanılan alanlara yerleştirilmesi için tedarikçiden personel ücreti alması,
- Fark faturası uygulaması,
- Sorumluğun devredilmesinin önlenmesi için bağlı ortaklık, ilişkili ve bağlı şirketlere yönelik ekonomik bütünlük ilkesinin düzenlenmesi,
- Konuya ilişkin bağımsız bir idari otoritenin kurulması ve bilgi isteme, para cezası tesis etme, ihlali doğrudan sonlandırma gibi yetkilerle donanması.
Raporda özel etiketli ürünlerin üreticileri ile perakendeciler arasındaki olası bilgi alışverişi de değerlendiriliyor. Bu çerçevede, literatürde "Çin Duvarı" olarak adlandırılan uygulamanın benimsenmesinin önerildiği söylenebilir. "Çin Duvarı" uygulaması teşebbüslerin satın alma birimleri arasındaki iletişim kanallarının ayrılması anlamına gelmektedir. Raporda, ilgili birimlerin baştan ayrılmasından ziyade vaka bazlı analiz edilmesinin daha sağlıklı sonuçlara ulaştıracağı değerlendiriliyor.
Dijitalleşmenin sektördeki etkileri de raporda detaylıca ele alınıyor. Temel satış kanalını hala fiziksel mağazacılık olsa da çevrim içi satış kanallarının hızlı bir büyüme sergilediği ve mağaza formatını değiştirdiği belirtiliyor. Bununla birlikte, 2021 yılı itibarıyla çevrim içi satışların HTM organize perakende sektöründeki toplam satışların neredeyse %3’ünü oluşturduğu ifade ediliyor.
Raporda, ön raporda yer alan sektördeki yoğunlaşmanın takip edilebilmesi amacıyla bildirim eşiklerinin düşürülebileceği önerisinden vazgeçilmiş olması dikkat çekiyor. Yoğunlaşmanın yavaş ilerleyen ve fark edilmeyen devralmalar yoluyla gerçekleşmediği ve sektörün geneli için getirilecek olan daha düşük ciro eşiklerinin, nispeten küçük perakendeciler arasında gerçekleştirilecek olan birleşme/devralmaların etkinliğini azaltacağı, bu teşebbüslerin büyümelerini engelleyebileceği ve işlem süreçlerini uzatacağı ileri sürülüyor.