Çok uzun bir süredir, Çevre, Sağlık ve Güvenlik (EHS) performansı; şirketin Çevre, Toplum ve Yönetişim (ESG) performansını ve genel iş performansını önemli ölçüde ilerletebilecek bir araçtan ziyade, birbirinden bağımsız olarak takip edilmesi gereken bir dizi süreç olarak görülmüştür. Önde gelen EHS profesyonelleri, genel iş değerini artırmak ve bu sayede kuruluşların ESG gündemlerine değer katmak için EHS'yi kullanmayı kabul etmişlerdir. Bu kabullenişi kuruluşlarına göstermek için kritik risklere odaklanan daha basit, esnek ve çevik uygulamalar benimsemişlerdir. Bu uygulamalar, hızlı tempolu ve karmaşık çalışma dünyamız için çok daha uygundur.
Dünya genelinde ESG'ye yönelen odağın artmasıyla, iş liderlerinin EHS ve ESG arasındaki ilişkiyi yeniden çerçevelendirmesinin ve ESG'ye yönelik yaklaşımlarında anlamlı bir değişiklik sağlamak için EHS'den öğrendiklerinden faydalanmasının zamanı gelmiştir.
EHS neden ESG'nin temel taşıdır?
EHS ve ESG performansları; atık yönetimi, iklim riski ve çalışan güvenliği ile olduğu kadar bütünsel esenlik (wellbeing) ve refah gibi konularla da doğrudan örtüşmektedir. EHS ekiplerinin belirtilen bu risklere yönelik topladığı veriler; ESG raporlaması, stratejisi ve performans takibinde kullanılması için önemli bir kaynak sağlar.