Sosyal Güvenlik ve İş Mevzuatı Bilgi Notu No: 3

    İstanbul, 21 Şubat 2022       

   Konu: Yargıtay Kararı; “E-posta bildirimleri feshin kim tarafından yapıldığına yönelik kuvvetli bir delildir”.

 BİLGİ NOTU

Uygulamada zaman zaman fesih iradesinin çalışandan mı yoksa işverenden mi geldiği konusunda tereddüt yaşanabilmektedir. Peki bu tür durumlarda, e-mailler fesih iradesinin kimden geldiği konusunda bir ispat aracı sayılabilir mi? Konuya ilişkin Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’ne ait 2020 tarihli kararı değerlendirmelerinize sunarız.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 12.03.2020 tarihli kararının ilgili bölümü şu şekildedir:

Davalı işveren davacının istifa ettiğini savunarak, davacının 29.07.2013 tarihli ... ve ... isimli yetkililere gönderdiği “görevden ayrılma hakkında” konulu 29.07.2013 tarihli elektronik postada aynen “Sevgili Mesai Arkadaşlarım, İki yıla yakın zamandır çalışmış olduğum ……………………… görevimden birtakım gerekçeler nedeniyle bugün itibarıyla ayrılmak zorunda kaldım. Bu zaman zarfında; daha önceki çalıştığım yöneticilerde gördüğüm bir takım eksiklikleri, yanlışlıkları ve hataları (bayilere yanlış bakış açısı, gerçek anlamda verimli çalışanlar arasında uygulanan adaletsizlik, her gelen yöneticide “ bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın zihniyeti”), bayilerin sıkıntılarının gözardı edilmesi; her yeni gelen yönetimin enkaz devralma siyaseti yapmasını ve en önemlisi fikir uyuşmazlığını yeni gelen yönetimde de yaşadım. Satış odaklı olan firmamızda, logo değiştirmek, doğru nakliye anlaşmaları yapamamanın (yapmamanın) faturasını müşteriye yansıtmak, gereksiz muhasebe programları alıp çalıştıramamak, gereksiz personel almak, fabrika personelinin farklı alanlarda çalıştırılması v.b. gibi satışı ikinci plana atan yönetim tarzları şahsımın profesyonel satış anlayışına ters düşmüştür. Bu nedenlerden dolayı ayrılma kararı aldığım firmamızdaki tüm çalışma arkadaşlarımdan haklarını helal etmelerini istiyorum. Ben sizlere hakkımı helal ediyorum.” sunmuştur.

Dosyada davacının işverene gönderdiği 06.08.2013 noter ihtarnamesinde ise "iş akdinin 2013 yılı Ağustos ayı başında kendi isteği dışında feshedildiğini ve işine son verildiğini öğrendiğini" bildirildiği görülmüştür.

Ayrıca dosyada mevcut Temmuz 2013 bordrosunda davacıya 29 gün karşılığı ücret tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır. Bu elektronik posta ve bordro karşısında davacının iş akdinin 29.07.2013 tarihinde kendisi tarafından feshedildiği anlaşılmıştır.

Bilirkişi raporunda da fesih tarihi olarak doğru bir şekilde 29.07.2015 tarihi esas alınmıştır. Bu deliller ve e- posta karşısında iş akdinin e- posta içeriğindeki sebeplerle işçi tarafından feshedildiği ve yönetime yönelik eleştiriye yönelik hususların davacı işçi açısından haklı fesih nedeni oluşturmayacağı anlaşılmıştır. Davacı işçi bu e-posta ve işverene gönderdiği ihtarnamede çelişkili davranmış, dava dilekçesinde işçi feshinden söz edilmemiş, fesih tarihi dahi belirtilmemiş Yukarıda belirtildiği üzere iş akdinin haklı neden olmaksızın işçi tarafından feshedildiği anlaşıldığından davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddedilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir."

YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2016/15303 Karar Numarası: 2020/4349 Karar Tarihi: 12.03.2020


Saygılarımızla.

Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.

Erkan Baykuş

 

Yukarıda yer verilen açıklamalarımız, konuya ilişkin genel bilgiler içermektedir. EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye, işbu dokümanın içeriğinden kaynaklanan veya içeriğine ilişkin olarak ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

Bize ulaşın

Daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçin.