Yavaşlamaya rağmen, yatırımların önemli ölçüde geri dönebileceğine dair işaretler var. Araştırmaya katılan yöneticilerin büyük bir kısmı (%72) kuruluşlarının önümüzdeki 12 ay içinde Avrupa'daki operasyonlarını genişletmeyi veya kurmayı planladığını söylerken, bu oran geçen yıl %67 idi. Benzer bir oran da (%75) Avrupa'nın önümüzdeki üç yıldaki beklentileri konusunda iyimser.
Kuşkusuz, bu iyileşme beklentileri kısmen uzun bir düşük yatırım dönemi ve zorlu ekonomik koşulların ardından projelere yönelik bastırılmış talepten kaynaklanıyor. İster Ukrayna'daki savaş, isterse yükselen enflasyon ya da zorlu finansman koşulları olsun, son üç yıla şok üstüne şoklar damgasını vurdu ve sermaye harcamalarını yavaşlattı. Bu zorluklar ortadan kalkmadı, ancak kuruluşların kendilerini yeniden yatırım yapmaya hazır hissetmelerini sağlayacak ölçüde hafifledi.
Yine de yöneticiler ihtiyatlı davranmak niyetindeler. Yatırım için birincil itici güç maliyetlerin düşürülmesi olarak görünüyor. Bu da muhtemelen salgın sonrası lojistik giderlerindeki artıştan kaynaklanıyor. İşletmelerin %48'i bölgesel tedarik zincirlerinden daha fazla yararlanmayı planlıyor, %45'i ise kendilerini müşterilerine daha yakın hale getirecek projelere odaklanmayı planlıyor.
Benzer şekilde, araştırma verileri mevcut tesislerin genişletilmesinin başlangıçta yeni tesislerin kurulmasından daha öncelikli olabileceğini gösteriyor. Yaşam bilimleri, elektrikli araçlar, enerji, yapay zekâ (AI) ve yarı iletkenler gibi kritik sektörlerde Avrupa'nın ekonomik canlanması ve küresel rekabet gücü için sıfırdan projeler zorunlu olduğundan bu durum endişe yaratıyor.
Bununla birlikte, yatırım verilerinin analizi, tedarik zincirlerini yeniden konumlandırmaya istekli olduğunu ifade eden işletmelerin yalnızca küçük bir kısmının bunu gerçekleştirdiğini gösteriyor. Enerji ve işgücü maliyetleri de dahil olmak üzere Avrupa'daki yüksek enflasyon, Çin'i bir tedarikçi üssü olarak daha da uygun maliyetli hale getirdiği için bu durumun değişmesi pek olası değil. Bu nedenle, yer değiştirme büyük olasılıkla müşterilerin fiyatlara nispeten daha az duyarlı olduğu sektörlerde gerçekleşecek.
Yeni yatırımların olduğu yerlerde, bu yatırımlar üretim tesislerinden ziyade inovasyon ve müşteriye yönelik hizmetlere odaklanacak. Nitekim, kuruluşların %55'i önümüzdeki üç yıl içinde Ar-Ge ayak izini artırmayı planlarken, sadece %35'i üretim ayak izini artırmayı planlıyor.
Riskler ufukta görünmeye devam ediyor
Yatırımcılar Avrupa'nın uzun vadeli beklentilerine olumlu yaklaşıyor çünkü ekonomik durumun kademeli olarak iyileşmesi bekleniyor. Ankete göre, yüksek enflasyon ve yüksek faiz oranları önümüzdeki üç yıl içinde Avrupa'nın çekiciliğine yönelik en büyük riskler arasında sadece dördüncü ve altıncı sıralara geriledi. Ayrıca, artan jeopolitik gerilim bağlamında, Avrupa'nın büyük ekonomilerinin göreceli istikrarı önemli bir avantaj.
Ancak riskler devam ediyor. Ankete katılan liderler, önümüzdeki üç yıl içinde Avrupa'nın yatırım çekiciliğine yönelik en önemli üç tehdidi belirlediler:
1. Artan "mevzuat yükü": Avrupa, karbon saydamlık beyanı, tedarik zinciri durum tespiti, veri koruma veya yapay zekânın güvenli kullanımı gibi yeni düzenleyici girişimlere öncülük etmiştir. Ancak yatırımcılar, genişleyen düzenleyici çerçevenin Avrupa'daki işletmelerin büyümesini ve çevikliğini engelleyeceğinden endişe ediyor.
2. Enerji fiyatları ve tedarik sorunları: Avrupa'nın çekiciliğine yönelik ikinci en güçlü tehdit, son iki yılda yaşanan enerji krizine ilişkin endişeleri yansıtıyor.
3. Avrupa'daki siyasi istikrarsızlık: Yöneticiler Avrupa'daki seçimleri öncesindeki belirsizlikten, yerel düzeylerde artan sosyal gerilimlerden ve siyasi radikalizmden endişe duyuyor.
Toparlanmanın güvence altına alınması
Rehavete yer yok. Avrupa, ABD ve Asya ile rekabet ediyor, bu nedenle politika yapıcılar bölgenin yatırım çekiciliğini artırmak için cesur ve kararlı adımlar atmalılar. Avrupa düzeyinde ve yerel düzeyde kamu politikalarında yapılacak köklü değişikliklerin yabancı yatırımcıları daha fazla yatırım yapmaya teşvik edeceği şüphesiz.
Bir dizi ekonomi, iş dünyası ve siyaset kurumu 2024 yılında Avrupa için vizyonlarını ortaya koyan kapsamlı raporlar yayınladılar. Avrupa'nın Çekiciliği Araştırması'nın ikinci derin araştırması 19 Haziran 2024'te yayınlanacak ve yabancı yatırımları çekmek için gereken politikalarla ilgili bazı özel soruları inceleyecek:
- Avrupa, işletmelerin ülkeler arasında ve ülke içinde farklı yasalarla mücadele etmesine yardımcı olmak için düzenlemeleri nasıl uyumlu hale getirebilir?
- Avrupa, yüksek işletme ve finansman maliyetleri, kritik becerilere sınırlı erişim, aşırı bürokrasi ve yeşil ve dijital geçişlerin finansmanının karmaşıklığı gibi yatırımın önündeki en acil engelleri nasıl hafifletebilir?
- Maliyetleri ve düşük karbon ekonomisine geçişi yönetirken enerji arzına olan güven nasıl yeniden tesis edilebilir?
- Parçalanmış sermaye piyasaları bağlamında, özellikle KOBİ'ler için sermayeye erişim nasıl kolaylaştırılabilir?
- Avrupa hükümetleri üretimde rekabet gücünü artıracak uzun vadeli sanayi politikalarını nasıl tasarlayabilir?